Bir AŞK Masalı- KAŞ

857
0

Benim için bir Aşk,

Tutkudur, KAŞ.

Yaklaşık son beş yıldır senede iki veya üç defa buluşuruz. Birbirimizden bıkmadan usamandan… Daha yola çıktığımız anda başlar heyacan. Uzun süren yolculuğumuzun keyfini çıkarırcasına, yeni keşiflere yol alırız.

Bizim için yol uzar,  ta ki buluşana kadar…

İstanbul’dan çıkmışsak yola  en kolay Burdur Elmalı’dan inmek gerekir aşağıya. Hele de gün batımına yetişmişsek, Kalkan’ın sırtlarında müthiş güzel bir manzara ‘’ Hoş Geldin’’ le karşılar. Sonra ya merkezde ya da Çukurbağ yarımadasında ayarladığımız hotel veya aparta yerleşiriz.

Her iki konaklama da keyiflidir. Hem yakın hem  biraz uzak olmak. Sabahleyin kalkınca nefis deniz havasını içimize çeker soluğu Kaş’ın merkezindeki çay bahçesinde alırız. Günün yarısını burada aylaklık yaparak geçiririz. Tıpkı kaldığımız diğer günlerdeki gibi. Kaş’tan biri, tıpkı Kaşlı gibi. Hele ki meydandaki çeşmeden suda içmişsek tekrar tekrar döner dolaşır yine Kaş’a geliriz.

Günün diğer yarısını da çevredeki güzelliklere adarız.

Bir günümüzü PATARA’ya adar yola çıkarız. Yol bizi Fethiye’ye doğru sürükler. Patara levhasını görünce hemen sapar, yolun kıyısındaki gözlemeciden birine ilişiriz. Biraz keyif, biraz dinlenme ve en önemlisi karın doyurmaktır niyetimiz. Sonra hem açık hava müzesi hem de caretta carettaların evine, bu cennet sahilde günün diğer zamanını tüketiriz, keyifle… Vakit akşama dönmeden gün batımına doğru adres bellidir, KAPUTAŞ.

Her gün bıkmadan gün batımından önce son kulaçlarımızı burada atar, suyun rüzgarla dansını seyreder, yuvamıza döneriz. Her ne kadar son dönemlerde yalnızlığını, sessizliğini ver her şeyden önemlisi bakirliğini yitirse de Kaputaş her zaman bizim için değerlidir.

Geriye kalan diğer günleri Büyük Çakıl, Küçük Çakıl ve Hidayet’in Koyuna adarız. Çok sıklıkla olmasa da ara sıra Kaş’ın merkezinde serinlemek de lazım.

Canımız tekneyle dolaşmak istediğinde Kekova’ya uzanırız. Önce Demre’de biraz dolaşırız. Demre’ye yapılan kısa yolculuğun ardından hem doğal hem de tarihin içine doğru kıyıdan kalkan küçük teknelerle yola çıkarız. Kaya mezarları, kıyıdaki gözlemeciler, suyun serinliği derken gün biter.

Bazen canımız karşımızdaki Meis’i çekerse bir bilet,  pasaport ve hepsinden önemlisi vize yeter.  Kendisi büyük, yerleşimi küçük bir o kadar da renkli, keyifli adaya bir günlüğüne  sızarız.

Geriye bize ait gecelerde Kaş sokaklarnda o mekan senin bu mekan benim demeden dolaşırız. Bazen bir kaldırımda oturur, elimizde içeceklerimizle etrafa yayılan müziğe eşlik ederiz. Bazen de meydanda dondurmayla serinleriz. Gece yarısına kadar açık dükkanlarda dolaşır, buraya özel bir şeyler ararız. Bulunca da bizden mesut olmaz.

Günler geçer ve tatil biter. Tarihte bilinen adıyla Antiphellos’tan bir başka zamanda buluşmak niyetiyle ayrılırız.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz