Müthiş bir gün batımının bizi beklediğini bilmeden Kapadokya dönüşü, aracımızla Tuz Gölü’ne doğru sapmıştık… Aracımızla, Kapadokya’dan her dönüşte tekrar tekrar bu anı yaşayacağımızı bilmeden…
İçeriye girdiğimizde solda büyük verandası olan, hafif yemekler yiyebileceğimiz, çay ve kahve keyfi yapacağımız bir kafe, sağda ise gölden çıkarılan tuzdan yapılma sağlık ürünleri yanında çeşitli süs eşyalarının pazarlandığı dükkanlar bulunuyordu.
Güneşin, dağların arkasına saklanmasına bir kaç saat vardı. Zamanımızın çoğunu kafeteryada dinlenerek, sohbet ederek geçirdik. Kalabalık grupla gelince zamanda kolay geçiyordu.
Güneşin karşıdaki tepelerin ardına saklanmaya başladığı anda, sudaki yansıma ve oluşan renklerin suyla dansı büyüleyiciydi. Daha önce bir çok kez, günbatımı seyretmeme rağmen bu seferki tarif edilemez büyüleyici bir güzellikteydi…
Yavaş yavaş güneş dağların arkasına saklanırken, izleyiciler olarak; ”büyüye kapılmış, anı belgeleyenlerden mi yoksa yaşayanlardan mı olmak istersiniz?”… Ben her ikisini de yaptım. Süzülürken hem şöleni seyre daldım, hem de bir kaç güzel kare yakaladım.
Güzel büyülü an sona ererken, gece yeni çıkan yüzüyle bize gülümsemekteydi.
Sanırım yolculuk vakti gelmişti….
TUZ GÖLÜ NEREDE?
Tuz Gölü, yüz ölçümü bakımından Türkiye’nin ikinci büyük gölü.. İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara, Aksaray ve Konya illerinin sınırının kesiştiği yerde… Tam hepsinin ortasına kurulmuş bizim gibi gezginleri beklemekte…
ÖZELLİĞİ
Yağış alanı yüksek değerde, kapalı bir havza gölü olmasına rağmen Tuz Gölü, dışarıya akıntısı olmayan kapalı bir havza gölü. Yağış alanının genişliğine rağmen beslenme kaynakları bakımından zayıf. Göle su getiren akarsular, yazın suları iyice azalan ya da tamamen kuruyan dereler. Bunlar Şereflikoçhisar’dan gelen Peçenek Çayı, Aksaray’dan gelen Melendiz Çayı, güneyden ve batıdan gelen İnsuyu, Karasu, Kırkdelik çayları. Bunlardan başka Beyşehir Gölü’nün fazla sularını Konya’nın atık sularıyla beraber Tuz Gölü’ne boşaltan DSİ tahliye kanalı da Tuz Gölü’nün su seviyesinin yükselmesine sebep olmaktadır.
Tuz oranının fazla oluşu, buharlaşma sonucunda göl sahasının büyük kısmında her yıl yenilenen 10-30 cm.lik tuz tortulaşmasına neden olmaktadır. Yaz sonlarına doğru Kaldırım Tuzlası ile karşı kıyı arasında yürümek mümkün. Bu mevsimde tuzluluk oranı binde 329 gibi dikkat çekici bir orana erişmektedir.
NELER YAPILABİLİR ?
Yaz aylarında, Kaldırım Tuzlası ile karşı kıyı arasında yürümek mümkün. Gölün zeminindeki sert tuz tabakası ayağınızı incitecek kadar sert. Bu nedenle yanınıza muhakkak terlik almamız gerekiyor. Üzerinize sıçrayan tuzlu su, kıyafetlerinizin rengini değiştiriyor. Göle giderken şort giymeniz önerilir. Gölün kenarına konumlandırabileceğiniz katlanabilir sandalyeleriniz de eşsiz gün batımını keyifle izlemenize yardımcı olacaktır. Bizim gibi bahar kaçamağı yaparsanız eğer gölde yürüme şansınız zor!!! Manzaranın keyfini çıkarmakta aslında bir ayrıcalık…
