Bu sefer Mozart’ın memleketinde misafiriz. Salzburg’a kadar gelmişken, Mozart’ın ezgilerinde dolaşmadan dönmeyelim, dedik ve kendimizi bir anda Mirabell Sarayı’nda Mermer Salon’da bulduk…
Öncelikle Mirabell Sarayı’ndan bahsedelim;
Mirabell, İtalyanca ‘’güzel’’ ve ‘’beğenilen’’ anlamına gelen iki kelimeden oluşuyor. 1606 yılında Baş Piskospos ve Prens olan Wolf Dietrichs emriyle, metresi ( Başpiskopos olduğu için evlenmesi mümkün değil, bu nedenle metresi olarak geçiyor ve metresinden de 15 çocuğu olmuş. ) Salome Art için yaptırılmış. Saray önce barok tarzda yapılmış, daha sonra birkaç defa çıkan büyük yangınlarda çok zarar görmüş. Yeniden neoklasik tarzda yapılan saray, daha da büyütülerek bugünkü halini almış. Sarayın güzelliği yanında bizi en çok bahçesi büyülüyor.
Konserin başlamasına daha zaman varken, sarayı ve en çok bahçesini dolaşmak müthiş keyif veriyor. Özellikle bahçede yer alan Pegasus ( uçan at), Yunan mitolojisinde geçen at en çok ilgimizi çekiyor. Birden aklımıza ‘’Neşeli Günler ‘’ filmi geliyor. ‘’Neşeli Günler’’ filmini hatırlayanlar bilir, filmin kahramanıyla çocuklar birlikte Pegasus’un olduğu havuzun etrafında şarkı söyleyip dans ediyorlardı.
Sarayın bahçeleri 1854 yılında halka açılmış, gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgisini burası çekiyor. Genellikle fotoğraf çekmek amacıyla gelenler, içerideki klasik müzik ziyafetini kaçırıyor. Salzburg’a gelince listenin başına konserleri yazmayı unutmayalım!
Mirabell Sarayı’nda konserlerin yanında, farklı birçok organizasyon yapılıyor. Bunların başında, düğünler geliyor. Dünya’nın en iyi düğün salonları arasında yer alan sarayda vakti zamanında Mozart ve çocukları da konser vermiş. Bizde Mozart konserlerinden birinde yer almak isteğiyle salondaki yerimizi alıyoruz.
Konser, sarayın barok tarzda döşenen Mermer Salon’unda gerçekleşiyor. Mozart’ın besteleri yanında başka sanatçılarında ezgilerine yer verilse de klasik müziğin büyüsünde dolaşmak her şeye değiyor… Konser yaklaşık iki saat sürüyor.