Önümüzde uzun bir yol var. Erkenden yola çıkıyoruz. Geceden kar yağmış her yer beyaza bürünmüş. Beyazlı bir günde Zagreb’den, Split’e doğru ilerliyoruz. Yaklaşık 2,5 saat yol gidiyoruz. Hava soğuk bir de kar yağınca trafiği siz düşünün. Buradakiler biraz daha dikkatli ve trafikte yoğun olmayınca rahatça ilerliyoruz. Köylerden geçsek de yolun geneli alabildiğine sessiz ve sakin. Ara sıra yoldan çıkmış, araçlar görüyoruz. Toplasan hepsi bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar. Güzel tarafı herkes birbirine karşı duyarlı, durup yardıma ihtiyaç var mı, diye bakmadan geçmiyor.
Yolun iki tarafını saran ağaçların sıklığı artınca milli parka geldiğimizi anlıyoruz. Parkın girişinde otoparka aracımızı bırakıp, ana yoldan karşıya geçiyoruz.
Yeni yerler keşfetmeyeli, doğayla böylesine kucaklaşmayalı kaç zaman olmuş. Sanki üzerinden asırlar geçmiş gibi bir his içimi kaplıyor. Heyecanlıyım!
Burası Hırvatistan’ın en büyük milli parkı ve ülkenin sembollerinden birisiymiş. Plitvicka Jezera, İngilizce adı “Plitvice Lakes National Park” olarak bilinen Milli Park, Split’in 240 km kuzeyinde, Zagreb’in 130 km güneyinde yer alıyor. Bu göller ve şelaleler bölgesi 1949 yılında milli park statüsü kazanarak, 1979 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş.
Parka, mevsime göre ücret tarifesi değişen biletlerle giriliyor. İsteyen internetten alırken, alamayan da gelince gişeye yöneliyor.
Girişte önümüzde beliren 4 farklı parkura göre gezimiz şekilleniyor. En kısadan en uzuna doğru değişen parkurlardan biz ikincisini yürümeye karar veriyoruz. Sonra yol ve ara sıra karşımıza çıkan levhalar beyazlara bürünmüş güzelliğe sürüklüyor.
Burası upper lakes ve lower lakes olmak üzere ikiye ayrılmış. Adından da anlaşılabileceği gibi bazı göller deniz seviyesinden daha yüksek. Yukarıdaki göller aşağıya akıyor ve burada yeni göller oluşturuyor. Toplamda 16 adet göl, bu göllere akan onlarca irili ufaklı şelale var. Şelalelerin en büyükleri Veliki Slap (Büyük Şelale) 78 metre yükseklikten, Galovački buk (Galovac Şelalesi) 25 metre yükseklikten akıyor.
Yukarıdan başlayıp, aşağıya doğru değişik açılardan fotoğraflar çekerek en son finali önünde yaptığımız, Veliki Slap şelalesi bizi ilk karşılayan. Zaten Plitvice ile ilgili gördüğünüz çoğu güzel fotoğrafta burada çekilmiş.
Veliki Slap’ten uzaklaştıktan sonra uzunca bir süre yürüyoruz. Büyüklü küçüklü göller, minik minik akan şelalelerin yakınından geçerek, tekneyle karşıya geçilen, bizle beraber birçok ziyaretçinin kısa bir mola verdiği alana geliyoruz. Etrafa yayılan kahve kokusuna doğru ilerliyoruz. Her ne kadar hava koşullarına göre uygun giyinsek de yine de üşümüş, hatta donmuşuz! Kahveyle kısa sürede kendimize geliyoruz. Keyifli kısa molanın ardından teknede gün devam ediyor.
Doğallığı bozmamak için mi, insanlar doğanın keyfini çıkarsın diye mi bilinmez ama tekneler motor dahi çalıştırmadan adeta suyun üstünde süzülerek gidiyor. Her iki yanımızda alabildiğine sıralı ağaçlar, rengi turkuaza dönük gölün üstünde süzülerek karşıya doğru ilerliyoruz. Teknedekiler sessizliğe bürünmüş sadece içine düştüğümüz bu güzellikte yavaşça ilerlerken çevreyi seyrediyorlar. Beyazla turkuazın dansını seyreder gibi…
Tekneden inince donmuş bedenlerimizi girişe kadar taşıyacak otobüsler bizi bekliyor, binince hemen hareket ediyor, milli parka ve bu güzel güne veda ediyoruz.
Plitvice’nin doğal yapısı;
Yılın her mevsimi yoğun ilgi gören Plitvice, kayın, ladin, köknar ağaçlarıyla birlikte 75 farklı endemik türü barındırıyor. Ayrıca Avrupa kahverengi ayısı, kurt, kartal, baykuş, vaşak, vahşi kedi gibi türler de halen burada yaşamını sürdüren canlı türleri arasında yer alıyor. Özellikle ayılar Plitvice’nin logoların da yer alacak kadar buranın sembolü olmuş bile. Buranın ev sahiplerini sayınca sakın ürkmeyin! Onlar siz rahatsız olmayın diye etrafta dolaşmıyorlar.
Plitvice’ye ne kadar zaman ayırmalı?
Kimine göre 1-2 saat ya da birkaç gün olsa da biz bir günümüzü ayırıyoruz. Bu güzelliği dolu dolu yaşamak isteyenlere de konaklayacak yerler olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Plitvice Milli Parkı Nerede, Nasıl Gidilir?
Plitvice Milli Parkı, Hırvatistan’ın en önemli şehirlerinden ikisinin arasında yer alıyor. Split’e 240 km, başkent Zagreb’e de 130 km uzaklıkta bulunuyor. Bu nedenle milli parka iki şehirden de ulaşım sağlanıyor. Split’ten Plitvice’ye otobüsle yolculuk yaklaşık 5-6 saat, Zagreb’ten ise 2,5 saat sürüyor. Bilet fiyatları da mesafeye göre değişiyor. Biletleri getbybus.com veya autotrans.hr sitelerinden online olarak satın alabilirsiniz.
Plitvice’de Konaklama,
Plitvice Milli Parkı’na Entrance 1 (Giriş 1) ve Entrance 2 (Giriş 2) olmak üzere iki giriş var. Eğer konaklamayı düşünmüyorsanız hangisinden girdiğiniz önemli değil ama konaklamayı düşünüyorsanız giriş yapacağınız kapı önemli! 1. Girişte 3 otel bulunuyor. Eğer konaklamayı otelde yapacaksanız giriş kapınız ve başlangıç noktanız burası yani Entrance 1 oluyor. Girişin 1,5 km kuzeyinde yer alan Rastovaca Köyü’nde de konaklayacak birçok yer var. Köy dediğime bakmayın burası bir otel köy. Ayrıca köyün girişinde kamp yapacak çok güzel yerler de var.
Nelere dikkat etmeliyiz!
Yılın her mevsimi farklı güzellikte olan milli parka gelirken mevsimine ve doğaya uygun kıyafetler tercih etmeliyiz. Gün boyu açık alanda dolaşacağınız için ayağınızda mevsimine göre yürüyüş ayakkabısı, koruyucu kıyafetler, kışın kar pantolonu tercih ederken, diğer mevsimlerde termal kıyafetler ve yağmurluğu yanımızda hazır edelim.
İhtiyacımız olan su ve yiyecekleri girişte yer alan marketten temin edebilir, minik bir sırt çantasıyla dolaşabiliriz. Havalar ısındıkça gelen ziyaretçi sayısı da oldukça fazla olduğundan sabah erkenden gelmekte fayda var.
Bilet ofisi 8:00 – 16:00 arası açık. Bileti önceden internetten de alabilirsiniz. Fazla eşyalarınızı bırakabileceğiniz ücretsiz olarak luggage room mevcut.