Kanallar ve Köprüler Şehri VENEDİK

802
0

IMG_9281

İçimi yeni bir yaş, yeni bir heyecan sarmış… Bakalım buradan sonra yaşam yolculuğu nereye doğru seyredecek diye kafamda kelebekler uçuyorken, günbatımında Venedik’te oluyoruz. Etrafımızdaki kanallarda harika yansımalar gözüme çarpıyor. Tam fotoğraflık kareler! Öyle yorgunuz ki   bunlardan sıyrılarak doğru otelin yolunu tutuyoruz. Biraz motorla biraz yürüyerek, labirentli dar yollardan, birbirine benzeyen binaların önünden geçip ve önümüzde uzanan dar sokağın bitiminde harika bir mimarinin karşısında gelmenin mutluluğuyla yüzümüze bir tebessüm yayılıyor. Hemen odamıza yerleşiyoruz. Evet Venedik’te kanallar şehrindeyiz, hava daha kararmamış ama sokaklarda dolaşacak dermanımız da kalmamış. Rüyamızda CİAO (merhaba) , hoş geldiniz dese de duyacak, kıpırdayacak hal kalmamış. Yarına sakla kendini Venezia! Akşam pelte gibi yatıp, sabah bir o kadar dinç kalkıyoruz.

Yeni bir yaş, yeni heyecan, bir de yeni güne en güzelinden ‘’ merhaba’’ Ciao Ciao Ciao diye bağırarak şehrin sokaklarını keşfe çıkıyoruz. Çok güzel dinlenmiş bir o kadar da heyecanlıyız.

IMG_9041

BU ŞEHRİN SOKAKLARINDA DOLAŞMAK AYRI BİR GÜZEL. Her biri birbirinin benzeri tıpkı labirent gibi bir o kadar etkileyici ve güzellikteki sokaklarda dolaşırken,  ara sıra dar dönemeçlerden dönüp,  bir anda daha kalabalık ve daha geniş sokaklara çıkınca şehrin şakalarına gülmeden edemiyoruz. Haritadan biraz saptığımızda kaybolmayı göze almak demek. Burada yaşayanlar nasıl evlerini şaşırmadan bulabiliyor? ‘’Birbirinin benzeri sokaklardan kaç defa geçtik yoksa aynı yerde dönüp durduk mu acaba?’’ diye yanılsamalarla mücadele ettiğimiz anlar da oldu. Şaşırmadan yola devam ediyoruz.

IMG_9314

BİRBİRİNİN AYNI,  ETKİLEYİCİ DÜKKANLARIN yanından geçerken, içeriye alıcı gözle baktığımızda bunların çoğunluğu ya maske ya da cam eşyaları satıyor. Geriye kalanı da günlük, süs, turistik eşyalar satıyor. Maske bu şehirle bütünleşmiş. Ortaçağdan gelen gelenekler günümüze kadar uzanıp turizm aracı olmuş bile. Her gelen turistin olmazsa olmalarından biri de maske almak.  Venedik’e gelince maske almadan dönmek olmaz, biz de bu kervana karışıp, birer tane maske sahibi oluyoruz. Dükkanların çoğunluğunda  plastik ürünler satılırken asıl orijinal maskeleri yapan birkaç ustayı da bulmak lazım ki onlardan biri Rialto Köprüsü üzerinde.   En fazla satılan diğer ürün ise cam eşyalar. Venedik’in kuzeyinde yer alan Murano ya da diğer adıyla Burano adasında üretilen işlenmiş cam  ürünler;  fincanlar, tabaklar, biblolar, kolyeler ve daha sayamadığımı bir çok çeşit yer alıyor. Cam işlemeciliği merkezi de olan bu adaya Venedik’e gelip de  uğramadan dönerseniz Venedik’i gezmemiş sayılıyorsunuz. Biz de zamanın yetersizliğinden uğrayamadık. Gezmemiş mi oluyoruz?  Tekrar gelmek için artık bir nedenimiz var!

KARNIMIZ ACIKINCA, meydanda yer alan geleni geçeni seyredeceğimiz yapıların ortasında lezzetli PİZZALARIN tadına bakarken yanında şarabımızı yudumlayacağımız cafe restaurantlar da  oturup zamanın akışına kendimizi bırakıyoruz. Sonra dinlenmiş olarak kalkıp kalabalık sokaklarda elimizde harita, sırtımızda çanta tekrar kayboluyoruz.

IMG_9376

DAR SOKAKLARDA, küçük şarap dükkanlarından(her fiyatta ve her çeşitte satılan çok uygun ve kalite şaraplara burada tadabiliyorsunuz) 1 eurodan başlayan fiyatlarla litrelik şarabımızı alıp, içeceğimiz uygun bir kanalın kenarına ilişip gelene geçene  ‘’CİAO’’ diye seslenerek eğleniyoruz. Kendimizi şehrin bir parçasıymış gibi hissedip, bir de dilimize aşk şarkısı doluyoruz.

14063944_325873117745660_3265834581274996628_n

KANALLAR ARASINDA GONDOL TURU için tek fiyat 80 Euro. Hangi gondolu görürseniz tarife aynı . İster bir kişi ister 6 kişi sayı değişse de fiyat değişmiyor. Biz bu konuda şanslı günümüzdeydik. Üç kişilik Hintli aile binmek isterken anlaşıp, sayıyı altıya yükseltip gondol turunu uyguna getiriyoruz. Yarım saate sığdırdığımız turda gondolcu geleneksel kıyafetiyle arkamızda ara sıra etraftaki gondolculara gelişimizi müjdeleyen seslenişiyle, kanalların arasında yavaş yavaş ilerliyoruz. Bazı kanallarda aynı anda dört gondol karşılaşsa da hepsi bir yolunu bulup kendi rotasında ilerliyor. Şehre gelip de gondol turu yapmadan dönmek hiç gezmemiş gibi hissetmekle aynı değerde.

13921109_10154469294729721_3683411009284406299_n

ŞEHRİ DOLAŞIRKEN EN GÜZEL EN ALIMLI ELBİSEMİ GİYDİM ÇÜNKÜ BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM. Yaş günüme denk gelince en havalı elbisemi seçip sokaklarında dolaşıyor ara sıra fotoğraf çektirerek anılarıma yenilerini ekliyorum.

AYLARDAN AĞUSTOS VE HAVA ÇOK SICAK. Hangi mevsim gelinir sorusunun belki de cevabını düşünmeden neden Ağustos’ta gelinmez onu söylemek lazım. Hem hava çok sıcak hem de şehir çok kalabalık. Gelmek için en uygun ilkbahar ya da sonbahar…

IMG_9040

SANMAYIN ŞEHİR SADECE KANALDAN VE BİNADAN İBARET. Aniden karşınıza bir müze çıkabilir. Gondol turumuzu tamamlayınca yapısal olarak küçük binada ünlü tasarımcı ZAHA HADİD’in  eserleri sergilenmekteydi. Mimarlıkla yakından ilginiz ya da tasarım merakınız varsa karşınıza çıkan en güzel müze diyebilirim. Ayıracağınız birkaç saat hayatınızda olumlu anlamda etki yaratacaktır.

HER İTALYAN ŞEHRİ GİBİ SANAT; TARİHLE İLİNTİLİ BİR ÇOK GEZİLECEK YER VAR. Peki şehre ayırdığımız bu süre yeterli mi? Her gelen ziyaretçi gibi bir günlük kanallar arasında dolaşıp, şehrin dış çerçevesinden gözlemlemekle birkaç güne yayıp ayrıntılı gezmek mi daha anlamlı? Ama genelimiz daha sıkışmış programla soluğu kanallarda alıp, başka şehirlere doğru yol alıyor. Etrafında görülecek, soluklanarak gezilecek, şehri birebir yaşayacak alan çok. Bunlar için de zaman lazım.

IMG_9335

MOTOR TAKSİCİLER ÇOK KARİZMA! İster genç ister yaş almış olsun hepsinin havası bin beş yüz diyelim. Gözlerde aynalı gözlükler, fit bir bedenle keyifle önünüzden taksi motorlar geçiyor. Hele bizim gibi kanalın kenarına oturmuş keyif yapıp dinleniyorsanız, eğlenceye hoş geldiniz o zaman. Her gelen geçen taksici etrafı süzüp, muhakkak uzaktan selamını veriyor. Yanımızda yer alan durağa yanaşıp müşterilerini indirip, yenilerini alıyor. Motorlarda bizim konforlu markalı araçlarımız gibi deri koltuklusundan aynalı, cilalı çeşidine göre değişik tasarımda. En çok bu yönü ilgimizi çekti ve çok eğlendik.

ŞEHİR 118 ADA, 170 KANAL VE 400 KÖPRÜDEN OLUŞUYOR. Her adımınızı attığınız da ya sağınız ya solunuz kanal ara sıra köprüden geçerken altınızdan muhakkak ya gondol ya da bir tekne geçiyor. Kanalın kıyısında yükselen binalar ve önlerindeki teknelerle de muhteşem manzaralara sık sık rastlıyoruz.  O kadar çekici güzellikteler ki her an deklanşöre basma isteği duyuyorum. Yine de bayağı çekmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Şehrin sahip olduğu kanallar ve köprüleriyle binlerce turisti kendine çekiyor. Tıpkı bizi çektiği ve daha bir daha çekeceği gibi…

IMG_9070

SAN MARCO MEYDANI, en kalabalık ve ilginin en fazla olduğu meydan .  Gelenlerin en çok ilgisini de meydan da yer alan San Marco Bazilikası, Dükler Sarayı, Aziz Mark’ın Çan Kulesi çekiyor. Meydanın yakınında yer alan Ahlar Köprüsü’de  bu bölgede önemli yapılardan. Gezilmesi gereken tarihi yapılar çok ancak bizim gibi zaman kısıtlıysa şehrin kanallarında iz sürmek keyifli anlar yaşamak da önemli.

ŞEHRE ULAŞIM DA ÇOK KOLAY. Türkiye’den THY’nın  şehrin en büyük havaalanı Marco Polo Havaalanına doğrudan uçuşları var. Tabi başka havayolu şirketi de var; Türkiye’den uçarken İtalyan Havayollarını da deneyebilirsiniz. Peki biz nasl geldik? Floransa’dan yaklaşık üç saatlik otobüs yolculuğuyla şehre ulaştık. Ara istasyon olarak başka şehirleri kullanmak daha avantajlı ve ekonomik. Hem fazla şehir gezme fırsatımız oldu, hem de daha ekonomik seyahat ettik. Dönüşte RYAN AİR havayoluna ait uçakla doğrudan Frankfurt’a uçtuk. Bilet fiyatımız çok ama çok uygun. Ara sıra çıkardığı ekonomik biletlerle iki faklı ülke farklı şehirleri de gezmiş olursunuz. Bizde bu sefer ekonomik gezerek aynı anda bir haftaya sığdırdığımız  dört şehir iki ülkelik gezi programımızı tamamlamış olduk.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz