Gezgin Ruhu

Doğa Harikası- JEİTA GROTTO

Burası, Lübnan’ın en önemli doğal güzelliklerinden. Burası UNESCO’nun dünyanın 7 harikası listesine aday olmuş Jeita Grotto (Büyük Mağara). Beyrut şehir merkezinden de 20 dakika uzaklıkta.

En kolay ulaşım aracı taksi. Biz şanslıydık, Beyrut gezimiz süresince bize Joseph eşlik ettiği için rahatlıkla geldik. Biletlerin alındığı girişteki yerde aracımızı bıraktık ve bizi bekleyen teleferiğe bindik. Harissa’daki gibi uzun bir yolculuktan sonra bu seferki kısacıktı. Teleferiğin iniş yerinde görevliler bizi yönlendiriyor. Hemen ilk uyarı geliyor, içeriye fotoğraf makinesi sokmak yasak!  Bu nedenle özel eşyalarımızı ve sırt çantamızı bize gösterilen dolaplara koyup ve kilitliyoruz.

 İçerisi oldukça güzel, fotoğraf çekememek içimizde büyük bir acı yumağı oluşturuyor. Uzun bir süre su damlalarının ’’ şıp, şıp’’ sesleriyle dolaşıyoruz. Anlatamayacağım kadar büyüleyici bir yer.

Çıkınca içeride yalnız olmadığımızı kapıdaki kalabalıktan anlıyoruz. Onlar yasağı delmiş içeride gönüllerince fotoğraf çekmişler. Fotoğrafları görünce heyecanımı anlatamam! Çektikleri fotoğrafları bizimle paylaşınca daha da mutlu oluyorum… (Yayınladığım fotoğraflarda orada tanıştığım yasağı delen Kıbrıslı dostlardan. Onlar olmasa bu güzellikleri kaçırırdık ! )

Jeita Grotto; uzunluğu yaklaşık 9 km bulan iki büyük kalker mağarasından oluşuyor;  üst ve alt.

Üst mağara 1958’de keşfedilmiş. Muhteşem güzellikteki sarkıtlarıyla oldukça dikkat çekici hatta büyüleyici. Mağaradaki bazı galerilerin yüksekliği 120 metreyi buluyor. Mükemmel aydınlatma sayesinde yer altı dünyasını keşfederken aynı zamanda görkemli bir peri masalında dolaşıyormuş gibi bir his de gelişiyor. Burası yüksekliği 8,2 metreyi bulan dünyanın en büyük sarkıtlarına da sahip.

Birçok mağara gezdim ama burası bir başka güzellikte, büyüleyici bir havası var.  

Üst mağaradan çıkınca hemen girişte bekleyen minik trenle alt mağaraya geçiliyor. Burada da maalesef elini kolunu sallayarak gezemiyorsun. Bizi görevli karşılıyor. Mağarayı gezeceğimiz tekneye sırayla biniyoruz.  Üst mağaranın tavanından damlayarak tabanda birikmiş sular ve yeraltı nehriyle dolan müthiş berrak gölcüğün üzerinde kısa bir tekne turu yapıyoruz. Burası daha gizemli ve daha büyüleyici. Burada da fotoğraf çekmek yasak! Başımızda görevli olunca kimse de yasağı delemiyor.

Alttaki mağara, 19. yüzyıldan daha önce keşfedilmiş. Tarih öncesi çağlara kadar uzanan geçmişe dair yaşam izleri de burada. Mağara gezileri de 1995 yılından beri başlamış.  

Exit mobile version