Trilye Gezi Rehberi

1653
2

 

Mudanya’yı geçince kıvrılarak ilerliyorsun, virajlı dar yolda. Bir taraf sonsuzluğun sunduğu derin maviye açılırken, bir taraf yemyeşile bürünmüş bile. Marmara’nın maviliği, zeytin ve çam ağaçları. Bir buruna yayılmış Trilye ya da Zeytinbağı… Her iki isim de güzel yakışıyor, zeytin cennetine… Bir de o Rumlardan kalan taş evleri, daracık sokakları yok mu? İşte gezilecek yerler burası, diyecek güzellikte. Peki gelince nereleri gezmeli, nelere dokunup, bakmalı?

 

ÇAMLI KAHVE

 

Araçtan inince ilk soluğu burada alıyorsun. Trilye’nin en yüksek tepe noktasından şöyle aşağıya, denize doğru bakıyorsun. Uzaktan görünen yapılara ,  yeşilin güzelliği, denizin mavisi de eklenince bir demli çay veya kahve isteyip, asırlık çamların altına yayılan masalardan birine geçerek, saatlerini burada geçiriyor, en güzel sohbetini de burada yapıyorsun. Etraf biraz kalabalık, Trilye’ye gelenlerin çoğu ilk soluğu burada alıyor. Dinlenmenin ardından aşağıya doğru süzülmeye başlıyorsun.

TARİHİ CUMBALI EVLER

 

 

Bir zamanlar Rumların yoğun olarak yaşadığı bu bölgede geneli o dönemden kalan, günümüze kadar gelebilen, iki katlı cumbalı evlerin arasından, eski taş yollarında ilerliyorsun. Etrafta gelişi güzel serili çamaşırlardan,  yaşamın hızlı bir şeklide devam ettiğini görüyorsun. Renkli, daracık çerçeveler, kimisi dantel kimisi tüllü perdelerin arasından meraklı bakışlar, kapı önlerinde tenekelere ekili sardunyalar, kışı geçirecek odunlar yer yer sokak aralıklarını süslüyor.

KEMERLİ KİLİSE

 

 

Panagia Pontobasilissa ya da beldede tanınan adıyla Kemerli Kilise, duvarlarına resim yapılan ilk kilise olarak da biliniyor. Kilisenin Panagia Pantobasillissa’ya (Hz.Meryem’e) adandığı söyleniyor.  Kilise, doğu-batı doğrultusunda uzanan Yunan haçı şemasına sahip, şu an kullanılmasa da ayakta kalabilen ancak bakımsız durumda olan yapıların arasında yer alıyor. 13’ncü yüzyıl sonlarında yapıldığı düşünülen kilisenin sütunlarının İskenderiye’den getirildiği rivayet ediliyor.  Yapının dış cephesindeki destek payandaları nedeniyle halk arasında Kemerli Kilise olarak adlandırılıyor. Etrafını iki katlı evlerin sardığı  yapıya, nereden bakarsanız bakın aradan yükselişiyle size muhakkak görünüyor.

TAŞ MEKTEP

 

 

Taş Mektep, Kazım Karabekir tarafından 1909 yılında yetim ve öksüz çocuklar için yaptırılmış. Gelen  ziyaretçilerin ilgi odağı olsa da şimdi harap durumda. Zamanında bölgenin en büyük yapılarından birini oluşturuyormuş. Ara sokakta, demirlerin arkasında tarihini dinleyerek, geçmişteki önemini anlıyorsun.

TRİLYE’NİN ZEYTİNCİLERİ

 

 

Kapılarının önüne konulan sepetlerde sergiledikleri zeytinden başlayarak, yağı, sabunu ve elde edilen diğer ürünlerdeki çeşidi görünce zeytin cennetine düştüğünü bir kez daha anlıyorsun.

TRİLYE SAHİLİ VE BALIK LOKANTALARI

 

Yukarıdan başlayıp, sahile doğru geldiğinde yürüyüş yapacağın alandan tut da etrafta rahatlıkla kitap okuyup, dinlenirken çayını yudumlayacağın çay bahçeleri de yer alıyor. Yanında denizden taze çıkarılan balıkları tadacağın lokantalar da  mevcut. Farklı şehirlerden geldiği plakalarından anlaşılan araçların sahipleri de balık lokantalarının baş müşterilerini oluşturuyor.

KONAKLAMA

 

 

Trilye’de konaklayacak yer çok. Sahildeki birkaç otel ya da  ara sokaklarda dolaşırken karşına çıkan otellerin birinde konaklayabilir, bu şirin köyün temiz ve kültürel havasını koklayarak güzel bir hafta sonu geçirmiş olursun.

YAPMADAN DÖNMEYELİM

Çamlık kahvesinde çayını yudumlamadan, ara sokaklarında dolaşıp köyün geleneksel yaşamına tanıklık etmeden, bol zeytin yağında sunulan zeytinleri tadarken ara sıra ekmeğini yağa banmadan,  eski Rum evlerinde dolaşıp bolca fotoğraf çekmeden , gün batımında sahilde güzel bir balık yerken günü bitirmeden, Trilye zeytin yağı ve zeytinlerinden almadan dönmeyin!!!

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz